Ulvi Cemal Erkin Bir Değerin Tanınması İçin İsmail Hakkı Baltacıoğlu, 1 Ağustos 1946, "Yeni Adım dergisi |
|
"Doğrusunu söylemek isterim; bu adı ilk olarak bundan beş yıl önce Ankara'da iken Münir Hayri Egeli'nin ağzından işittim. O zaman Egeli ile Çocuk Esirgeme Kurumunun yapmak istediği çocuk tiyatrosunu kurmak için çalışıyordu. Benden bir modern karagöz senaryosu istemişlerdi; ben de Karagöz Ankara'da adlı senaryomu yazıp vermiştim. Ulvi Cemal Erkin bu senaryo için bir Hacivat Türküsünü armonize etmişti. Yenişehir'de bu senaryonun provası yapılırken dinlemiştim. O güne dek tanımadığım dinç ve yaratıcı bir sanatçı ruhuyla karşılaştığımı anlıyordum. Hacivat türküsü amonize edildikten sonra o denli canlanmış idi ki, karagözcü dayanamıyarak Hacivat'ın hareketlerini yeni türkünün ritmine uydurmaya başlamıştı. Ulvi Cemal Erkin'in bu sade eserinde bir şeye çok dikkat etmiştim. Zorlanmayarak meydana getirilmişti, kendiliğinden olan bir şeydi. Bu, benim için her şey demekti.
Bundan sonra Ulvi Cemal Erkin'le uzaktan çok ilgilendim. Eserlerini dinlemek fırsatlarını hiç kaçırmadım. Hele Ankara Radyosuyla geçen yıl yayınladığı piyano eserleri sanatkara karşı duyduğum ilgiyi son kertesine vardırdı.
Otuz, otuzbeş yıl oluyor, terbiye dair ilk kitabım olan Talim ve Terbiyede İnkılap'ta monoton, tembel musikiye karşı ayaklanmıştım. Sonra Vakit, Akşam gazetelerinde yazdığım ve sanat adlı kitabımda basılan yazılarımda görüldüğü üzere bu konuda rahmetli Rauf Yekta ile çok şiddetli bir tartışma yapmıştık.